Roman Katolik Kilisesi ve UNESCO Dünya Mirası Sit Alanı, 1882'de düşünülmüş olmasına rağmen "matematiksel" ve “uzay çağına ait" olarak tarif edilen iç ve dış elementlerinin inanılmaz karmaşası ile olduğu kadar Gotik ve eğrisel yeni sanat akımı formlarının eşsiz karışımıyla da dünya çapında tanınır.
Maalesef Segrada Familia, -yapıya başlanmasından itibaren 133 yıl içerisinde Katalan topluluğu henüz tamamlanmış olarak görebildi- aynı zamanda dünyanın en uzun inşa projelerinden biri olmasıyla da bilinir. Fakat 3D yazıcı teknolojisi bunu tamamen değiştirmek üzere. BBC’ye göre; bu yüzyıllık projeyle görevlendirilen Kilise Teknik Ofisi yaşam süremizde kiliseyi tamamlanmış görebilmek için en yeni teknolojik gelişmelere dikkatini verdi.
1926’da Gaudi’nin öldüğü zamanlarda kilisenin yalnızca bir çeyreği tamamlanmış durumdaydı. O zamandan itibaren çeşitli mimarlar ve inşaat ekipleri Gaudi’nin orijinal tasarımına bağlı olarak sonuçlandırmaya çalışıyorlardı ancak Gaudi’nin orijinal yazılarının, çizimlerinin ve modellerinin İspanya Sivil Savaşı sırasında tahrip edilmesinin yanısıra şekillerin mimari güçlükleri nedeniyle de bunun zor bir görev olduğu kanıtlanmıştır.
3D yazıcının ilerlemesinden önce proje; ufkunda bir değişiklik görülemeyen, masraflı ve yoğun iş gücü gerektiren bir işlem olan el yapımı modeller yaratılmasıyla yürütülüyordu. Fakat 14 yıl önce Kilise Kurulu’nun teknik stüdyosu, daha önceden olduğundan çok daha hızlı ve ekonomik çalışırken aynı zamanda orijinal tasarıma mümkün olduğunca sadık kalmalarına olanak sağlayan iki adet 3D Yazıcı’ya yatırım yaptı. Yazım sonrası ayarlanabilen ve yeniden tamamlanabilen modüler bir prototipi 3D yazmak yaklaşık olarak 12 saat alıyor.
Çok daha hızlı bir şekilde modeller üretilebilir olmasının yanısıra 3D baskı doğruluğu, daha az malzeme harcanmasını, daha az hata yapılmasını ve yazım sırasında kullanılan alçı benzeri malzeme orijinal modellerin yapımında kullanılan malzemeyle aynı olduğu için işlevsel parçalar daha az üretilmesine olanak sağlıyor. Ve proje tamamen özel bağışlardan para sağlamaya dayalı olduğu 3D baskı tarafından sağlanan ekonomik tasarrufların çok önemli olduğu biliniyor. Bir zamanlar bitmek tükenmek bilmez olarak görülen bu proje şimdi 2026 için bir tamamlanma tarihine sahip.
3D yazıcı teknolojisinin son zamanlarda nasıl hızlı geliştiği göz önünde bulundurulursa bu tarih potansiyel olarak beklenilenden daha erken de olabilir. Segrada Familia’nın 3D yapısının belki de en ilgi çekici yönü en başından bu yana Antonio Gaudi’nin her zaman en son teknolojilerle birlikte çalışmak isteyen öngörülü biri olarak bilinmesidir. Kilisenin internet sitesine göre; orijinal yapı 1882’de oldukça geleneksel bir yolla yapılmış fakat bir yıl sonra Gaudi projeyi üstlendiğinde karmaşık vizyonunu hayata geçirmek için demiryolu dozer ve viçleri gibi mevcut olan tüm modern tekniklerin fırsatlarından yararlanmayı amaçlamış.
Bu bağlamda, şunu söylemek gerekir ki eğer bugün Gaudi halen bizimle olsaydı 3D yazıcı teknolojisini ve onun tasarım, sanat ve mimari dünyalarına getireceği olanakları destekleyen ilk kişi olabilirdi.